WALL-E
Ofisime giriş yapıyorum. Hazırlanın çünkü güzel bir yayınla geldim. Dün sevgilimle güzel bir animasyon filmi izledik. Biliyorsunuz Disney + bu sene Türkiye’ye güzel bir giriş yaptı. Biz de hemen bir üyelik aldık. Disney içeriklerine şu anda yeni yeni izlemeye başlasam da çok kaliteli içerikler olduğunu biliyorum. Pixar yapımlarını izliyorum genellikle. Çocukluğumun filmi Kayıp Balık Nemo vardı. Bıkmadan izlerim hep. Ondan sonra da Dori’nin yaşam öyküsünü anlatan bir animasyon filmi yapmışlar. Onu da dün izledim ve keyif aldım. Bazen normal bir filme başlayıp ona bağlanmak çok zor gelirken böyle animasyon filmlerini izleyip hem eğlenip hem de o dünyanın daha masum bir şekilde aktarılışında izlerken kendimi daha iyi hissediyorum.
Şimdi ise dün akşam izlediğimiz başka bir animasyon filmine
değineceğim.
WALL-E
2008 Pixar yapımı animasyon filmi. Filmin konusunu çok beğendim. Spoiler vermeden anlatamayacağım.
Filmin ilk sahnesinden yola çıkarsam dünya gezegeni
yaşanılmaz bir hale bürünmüş. İnsanlar başka bir gezegene kaçmış ve orada her
şey son teknoloji olarak yürüyor. Dünyada kalan tek bir robot var o da Wall-E
isimli sevimli eski teknoloji bir robot. Bir de bu başka gezegenden gelen yeni
teknoloji robotun ismi de Eve. Eve dünyaya bir şeyleri taramak içi geliyor. Bu sırada
orada tek başına yaşayan Wall-E ile tanışıyorlar. Wall-E bu robotu etkilemek
için bir şeyler gösteriyor. Ama sonrasında Eve ona gösterilen şey aslında bu bir
bitki. Onu gözleriyle taradığında kendisine yan etki yapıyor robotumuz error
veriyor. Birkaç gün sonrasında uzay gemisi geri gelip bunu olduğu gezegene
götürürken Wall-E asla Eve’den kopamadığı için onunla birlikte gitmek zorunda
kalıyor. Bu robotların masum aşk hikayesi burda da devam ediyor. Yeni gezegenimiz
her şey üst düzey teknoloji ile yaşanılan bir yer fakat önemli bir sorun var. İnsanlar
bu teknolojiden fazlasıyla yararlanmışlar ki hepsi bir masaj koltuğunda yatarak
seyahat ediyor. Üstelik bu koltuklar uçuyor canları nereye isterse
gidebiliyorlar yiyorlar içiyorlar. Arkadaşlarıyla bir ekran vasıtasıyla
görüşüyorlar. Bu sebeple sürekli yatmaktan ve yemekten obezite hastalığına
yakalanmışlar. Hiçbiri sağlıklı değil. Sadece buna alışmışlar bu teknoloji onları
yaşadıklarını zannetmelerine sebep olmuş. Aslında bu insanlarda dünyalı çünkü
700 yıl önce dünyada varken ne bir ağaç kalmış ne bir su ya da yeşil alan. Yaşanmaz
hale gelince başka gezegene uçup uzaya merkez üssü kurmuşlar bile. İşte bende
bu filmin verdiği mesajı çok beğendim. Ne tür olumsuzluklara yol açabileceğini
kavradım. Teknolojinin rahatlığına güvenmek elbette güzel. Ama kendimiz hareket
edemeyecek kadar hapsolursak bu dünyanın içine o zaman işler değişir. İnsan olmaktan
çıkar birer robota dönüşürüz. Bırakalım da bizlerin robottan bir farkı olsun.
wall-e masumluğu...
YanıtlaSilsen gibi
Sil