Kayıtlar

Kadınlara Ayrımcılığa Hayır

Resim
 Kadınlara Ayrımcılığa Hayır  Olympe de Gouges Bu kitap kadın hakları savunucusu öncülerinden Fransız yazar Maria Gouze hakkında yazılmış bir biyografidir.  1748'de küçük burjuva bir aileden dünyaya gelmiş olup kendisinin gayri meşru bir kız çocuğu söylentiler arasında olduğundan çocukluğu zorlu bir şekilde diğer çocuklar tarafından dışlanılarak hedef gösterilerek geçirmiştir.  1765'te sevmediği kendinden yaşca büyük bir adamla evlendikten sonra bir çocuğu olmuş. Çocuk doğduktan altı ay sonra da Olmype de Gouges ismini almış. Kocasını kaybettikten sonra kendine yeni bir çevre edinmiş. Bu çevre de saygı değer kişiler yazarlar ve sanatçılardan oluşuyormuş.  Kendi yazarlık kariyerine de bu şekilde başlamış.  Yaşamının son dokuz yılında eleştiriler, romanlar, politik yazılar ve manifestolar yazarak ön plana çıkmış. Fakat Fransız Devrimi kadınların özgürlüğüne toplumda sayılmasına geçit vermemiş.  Toplumu ve Fransa hükümetini daha sert eleştirerek Kadın hakları hususunda öncülük et

Fasa Fiso

Resim
  Teoman'ı hepimiz biliriz. Şarkılarında bambaşka bir duygu hissederiz en azından benim için öyle. Herkesten çok farklı bir müzik tarzı var gibi. Rock and Roll'un biraz daha yavaş hali. Teoman'ı daha yakından tanımak isteyenler için enfes bir kitap. Çocukluğundan başlayıp müzik kariyerine nasıl atıldığına dair bir sürü anılar dizisi. Teoman'ı zaten röportaj editlerini izlerken de karakteri hakkında fikir ediniyoruz. Kendini çekilmez biri olarak tanımlıyor kitabın her sayfasında da bunu anlatıyor. Müzik kariyerinde olmazsa olmaz o güzel sanatçılarda karşımıza çıkıyor. Bülent Ortaçgil, Müslüm Gürses, Şebnem Ferah, Yavuz Çetin... Rock piyasasından herkesle bir anısı var.  Yazdıklarını okurken aralarda şarkılarını nasıl yazdığını anlatıyor ve sözlerle süslüyor. Fotoğraflarla birlikte çok başarılı bir anı türünde kitap olmuş.  Onun ruh hali,hayal gücü, bilgi birikimi okuduğu kitaplar şiirlerle kendine çok şey katmış biri. Bunun karşılığını da şarkılarıyla bize veriyor. Günd

Kafamın içi bir kütüphane

Resim
 Kitaplara merakım nasıl başladı? Ortaokulda Türkçe öğretmenimiz işlediğimiz iki dersin bir tanesinde okuma saati yapardı veya bize okuma ödevi verirdi. O hafta ne kadar sayfa okuduysak gün gün not ederdik ve bu benim çok hoşuma giderdi. Öğretmenimin bana okumam için aldırdığı ilk kitap Jules Verne'in İki yıl okul tatili kitabıydı. Kitap hakkında düşüncelerimi açıklayamam çünkü konusunu hiç hatırlamıyorum.. Lisedeyken bu merakımı kütüphaneden ödünç aldığım kitapları okuyarak geçirirdim. Param oldukça kendi kitaplığıma ait olacak kitaplar almaya çalışırdım. Kitaplığıma eklediğimiz ve okuduğum en beğendiğim kitap uçurtma avcısı olmuştu. Stefan Zweig kitapları da başlangıç için iyi seçimlerdi. Bilinmeyen bir kadının mektubu, bir kadının yaşamından yirmi dört saat, mecburiyet, bir çöküşün öyküsü, satranç vs. bunlar benim okuduklarım. Okunması kolay kısa kitaplar olduğundan klasiklere geçiş için önerebileceğim kitaplar bunlar. Asıl bahsetmek istediğim konu artık çağımızın dijitale önem

Şahmaran ( Netflix Dizisi)

Resim
  Netflixin yeni Türk yapımı dizisi Şahmaran hakkında konuşmak istiyorum. Bu dizi mitolojik bir hikayeden oluşuyor. Başroller Serenay Sarıkaya ve Burak Deniz. Dizinin adından bahsedersem Şahmaran adını daha önce duymuştum fakat araştırmamıştım hiç. Bu dizi ile ne anlama geldiğini öğrenmiş oldum.  Kısaca tanımlamak istersek vikipediden de yardım alarak bir tanım koyacağım. Yılanların şahı olarak biliniyor. Vücudunun aşağısı yılan şeklinde baş kısmı ise insan şeklinde olan bu mitolojik varlık Maran adı verilen doğaüstü bir yaratık.  Bu dizide ise Adana'da geçiyor hikaye. Hikayeye baktığım zaman Mersin'in Tarsus ilçesinde de olduğu anlatılıyor. Adana'ya bir kız geliyor ulaşım aracı tren olarak seçmişler. Taksiye binip dedesinin yanına gidiyor. Dedesi kızını yıllar önce bırakıp gitmiş. Gelen kızın adı Şahsu. Bu dede, anne ve şahsu'nun ortak bir problemleri var. Uyurgezerlik. Bu dededen gelme sorun bütün ailenin delirecek duruma gelmesine sebep oluyor. Bu sorun da şahmaran

bazı filozoflar öldükten sonra doğarlar!

Resim
Herkese merhaba kitap kurtları. 2023'e olağanüstü felsefi ve derin bir kitapla giriş yaptım. Sekiz günde okuduğum bu kitabı sizinle paylaşmadan yapamazdım. Hatta kendimle bile paylaşmadan yapamazdım çünkü birçok şey öğrendim ve anladım. Unutmamak adına bu incelemeyi yazıyorum.  Nietzsche ağladığında. Irvin d. Yalom Bu roman gerçek kişilerden uyarlanmıştır. Olayların gerçeklik payı olsa da bazı karakterler hiç gerçek hayatta karşılaşmamıştır ve var olmamıştır.  DR. BREUER: Dönemin Viyana'sında ünlü, dünyanın dört bir tarafından da varlığı bilinen bir doktor. 40 yaşında. Psikanalizin öncülerinden biri.  FRİEDRİCH NİETZSCHE: Bildiğimiz ismini sıkça duyduğumuz filozof. Basel Üniversitesi'nde profesörlük yapmış aynı zamanda yanlış yüzyılda doğduğunu düşünen bir dahi. Migren rahatsızlığı ile boğuşan ömrünü doktor ve tedavilerle geçirmiş fakat meyvesini alamamış bir hasta aynı zamanda.  LOU SALOME: Yirmi bir yaşında rus bir hanımefendi. Büyüleyici bir güzelliği ve endamı olduğunu

insanın anlam arayışı

Resim
viktor emil frankl. holokosstan kurtulan yahudi nörolog ve yazar.  1946 yılında yayımlanan bu kitap günümüze kadar 30'dan fazla dile çevrilerek okurlar arasında büyük ilgiye neden olmuş. yazar da 1984 basımındaki önsözünde şöyle bir konuya değiniyor ve diyor ki; "kendi hesabıma kitabımın çoksatan olmasını kendi başarım ve kazancım olmaktan çok çağımızın sefaleti olarak görüyorum: Yüz binlerce insan, adı hayatta anlam bulma arayışına ilişkin bir şeyler vadeden bir kitabı alıyorsa, bu sorununu saç diplerine kadar hissediyor demektir." bu anlam arayışına bende dahil olduğum için bu kitabı almadan yapamadım. beş günde okudum. aslında bir günde bitebilir fakat hazmederek düşünerek altını çizerek okumak bana hep daha keyifli geliyor. yazar ilk yüz  sayfaya kadar austwichz toplama kampında olan deneyimlerini anlatıyor. sonrası farklı iki üç başlık altında toplanmış psikanalize yakın cümlelerle açıklanan bölümlerden oluşuyordu. birçok cümlenin altını çizdim. alıntı olarakta payla

gerçeklik uyandırmadan kahven uyandırsın.

Resim
 1899 bir netflix dizisi. dark dizisinin yapımcıları ve yönetmeni tarafından çekilmiş belli bir dönem içinde geçen bilim kurgu dizisi. oldukça sürükleyici bir yapım olmuş. bölümler bir saat aralığında fakat bir döngünün içinde geçtiğinden dizi oldukça yavaş ilerlemekte. bu yüzden eleştirmenler tarafından olumsuz yorumlanmış.  filmin senaryosunu başarılı bulduğumu belirtmek isterim. çünkü bu dizide beyinle bir çatışma içerisindesiniz. sonraki olayları tahmin etmek insanı şaşkınlığa uğratıyor. görünürde iki tane gemi var. alt katta ikinci sınıf yolcular ve üst katta da birinci sınıf yolcular. ana karakterlerin her birinin ayrı bir biliçaltına tanıklık ediyoruz bölümün ilk dakikalarında. bu yolcuların bulunduğu geminin adı KERBEROS. tam yol amerikaya gidiyorlardı sanırım. sonra bu geminin kaptanı eyk isimli adam 4 ay önce kaybolan bir gemiden (PROMETHEUS) işaret alıyor ve rotayı geri döndürüyor. yolcular buna sinirleniyor tabii ki ve adamları bile kaptana karşı savaş açıyorlar. başrol kad