Kararım kesin, mezar taşıma şu cümle kazınsın: “Yaşamak
bir ayrıcalıktı!”
Haftalar sonra tekrar gelmiş bulunuyorum. Okudukça izledikçe
bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Geçen ay keşfettiğim yazar olan Murat Menteş’in
eserlerini şu iki ay diyebileceğim bir süreçte tabiri caizse yalayıp yuttum
diyebilirim. İlk olarak Dublörün Dilemması başlamamla beni sürükleyen o
muhteşem roman. İkincisi olarak Antika Titanik romanını okudum. Ondan fazla bir
tat alamadım ama yine de güzeldi. Sadece karakterler biraz karmaşıktı. Olay mısırda
ve titanik gemisinde geçiyordu. Marco Montes, Şifa Şavk ve daha adını
hatırlayamadığım karakterler mevcuttu. Düşündüm ki Murat Menteş’in kitaplarındaki
karakterler öyle iç dünyasında zengin felsefi yanları güçlü olması ve sanki etrafında
onları izleyen görünmez biriymişim gibi hissettiriyor bana. Ama sadece
romanlarında böyle olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir de şiirleri olan kısa bir
kitap var. Garanti Karantina. Fakat o kadar sevemedim. Şiirlerinin absürt bir
yanı var hiç anlayamadığım. Sadece kelime dağarcığım gelişmiştir belki de o
kadar. Bir de iki kitabı eş zamanlı okuma girişiminde bulundum ve biri
diğerinden önce bitti.
Ruhi Mücerret’i en önce bitirdim. Burda da önceki okuduğum romanlardaki
aynı şema var. Baş karakterler hikayelerini kendi anlatıyormuş gibi bölüm bölüm
sıralanmış. Buna rağmen benim yine karıştırdığım yerler oldu. Ruhi Mücerret,
Civan Kazanova, Avni Vav, Masum Cici, Serpil Silahlıperi… Sanki her kitabın birbiriyle
bir yerden bağlantısı var. Dublörün dilemmasındaki Rıza Silahlıpoda gibi. Ruhi bey
100 yaşında ölmeyi arzulayan ama bir türlü ölemeyen bir adam. Bedensel ve
ruhsal olarakta hiç yaşlı görmüyor kendini. Çalıştığı yerdeki iş arkadaşı
biricik dostu rahmetli olmadan önce bir vasiyetini ruhi bey’e anlatıyor. Masum ciciyi
öldür. Ruhi beyde arkadaşı ölünce masum cicinin peşine düşüyor. Bir yandan da olaylar
diğer kişiler tarafından başka bir akışta yaşanıyor. Civan Kazanova masum
cicinin kurbanı oluyor. Beynini açıp çip yerleştiriyorlar. İnsanlarla iletişim
kurarken ağzından reklam yapmak amacıyla marka isimleri sloganlar çıkıyor. Bunu
da paraya ihtiyacı olduğu için yapıyor Civan.
Anlatım tekniği okuru inanılmaz sürüklüyor. Karakterler keşke
etrafımda olan insanlar olsa da bende onlara katılsam bu aksiyonun maceranın
içine düşsem eğlensem diye düşünüyorum. Kim bilir belki olur. Bu kadar tehlikeli
iç yüzü görünmeyen işlerle uğraşmalarına rağmen kalpleri temiz hepsinden öğreneceğimiz
çok şey var. Tek düze bir hayat değil onlarınki. O yüzden bu kadar güzel akıyor
roman.
Bir yerde duymuştum. Hayatını bir yazarın kaleme alıyor gibi
ya da her gün yayınlanan bir dizi ya da filmmiş gibi yaşa. Yani monotonluktan
kendini arındır. Keşke bunu başarabilsem. Çünkü cesaretimi keşfedebilsem
yapacağım o kadar çok şey var ki. Kendimi aşmak bir kalıba sığdırmamak en büyük
arzum. Ama bazen ben bu kadarım yapacak hiçbir şey yok isteksizliği geliyor
işte buna düşmemek için kendimi eğlendirecek uğraşlar buluyorum. Mesela şu an
bu yayını yazıyorum. Yazılı olarak bir şeyleri ifade edebilmek çok iyi geliyor.
Konuşkan biri olmamanın böyle güzel yanları da var.
Çok fazla kitap incelemesi olarak görmedim bu yayını ama benim
yazıyor olmam sizin de okuyor olmanız mutluluk verici.
Gelecek yayında görüşmek üzere :)
Yorumlar
Yorum Gönder