YALINAYAK SOKRATES

 YALINAYAK SOKRATES (1984)

Yazan: Maxvell Anderson

Türkçesi: Mina Urgan

Yöneten: Genco Erkal

 


    Genco Erkal’ın oynadığı ve yönettiği izlediğim ilk tiyatrosu oldu. Dostlar Tiyatrosu’nun 1988 yılında sahnelediği bir eser.

 
    Milattan önce 5.yüzyılda yaşayan düşünce adamı olan Sokrates’in küçük bir yaşam kesiti ve sonunda idam edilişi anlatılıyor. Öğrencisi platon tarafından yazılan Sokrates’in savunması adlı kitabı okuyanlar bilir. Bu da onun bir nevi sahnelendirilmiş hali. Maxvell Anderson adlı Amerikan yazar bunu hem mizahi hem de ciddi bir dille yazıya dökmüş. Tiyatro esnasında da Genco Erkal’ın muhteşem oyunculuğuyla bunu bize daha iyi yansıttığını düşünüyorum.
Sokrates yoksul bir yaşam sürmesine rağmen parayı önemsemeyen bir adam. Karısı Ksantippe onun para kazanamayışından dert yanıp duruyor. Aynı zamanda mizahi bir dille de tatlı bir şekilde atışıyorlar. Sokratesin de üç çocuğu var. Bir gün oğullarından biri olan Lapmrokles Atina için savaşmak istediğini söylüyor. Annesi buna karşı çıkıyor çünkü zamanında Sokrates’inde Atina için savaşmış ama hiçbir şey elde edemediği kanısındadır.
 
   Sokrates genellikle öğrencilere dersler verir ve bunun karşılığında para almaz çünkü öğrettiklerinin kendisi içinde bir şey ifade etmediği görüşündedir. Bu yüzden “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.” der. Bence insan ne kadar öğrenirse öğrensin yine de tamamiyle her şeyi bilemez. Felsefik açıdan çok fazla katıldığım bir sözdür.
 
    Yine günlerden bir gün Lamprokles annesinin verdiği parayla balık almaya giderken bir kağıt görür. Bu kağıtta babasının hakkında suçlamalar yazılıdır. Suçlayanların içinde Meletos, Anitos ve Likon vardır.Bu Sokrates’i çekemeyen kişilerin suçlamarı şu yönde; Kentin tanrılarına inanmıyor, kendi uydurduğu tanrılara dinleyenleri inandırmak istiyor ve gençlerin aklını karıştırmakla suçlanıyor.Bunun üzerine mahkemede ölüm cezası ile yargılanıyor. Yargıç isterse ölüm cezası yerine kendisine başka bir ceza önerebileceğini söylüyor ama Sokrates bunu kabul etmiyor. Tekrar bu suçlamalardan dolayı kendisinin gerçekten nasıl düşündüğünü anlatmaya çalışıyor ama kimse onun beraatine yanaşmıyor. Böylelikle Sokrates’in Savunması onlar için bir şey ifade etmiyor ve ölüm cezasına çarptırılmış olunuyor. Sokrates’te tabi başına geleceği için endişelenmiyor. Ölümse ölüm diyor ciddiye almıyor. Çünkü anlaşılamıyor adam ve ölümün yine de daha iyi olacağının farkına varıyor.
 
Böylelikle zehri bir dikişte içiyor. Uzandığı yerde kalakalıp ölüyor.
 
   Çok iyi yansıtıldığını düşündüğüm bir tiyatro oldu izlenmesi keyif veren ve sıkmayan aynı zamanda. Orada geçen en çok hoşuma giden repliklerden biri Kritias ile özgürlük ve demokrasi hakkında tartışırken Sokrates’in ağzından şöyle bir laf çıkıyor:
“Ya insan iktidar hırsıyla sarhoş olursa ne yapar dersin… Kentimizin tarihi böyle adamlarla dolar taşar. Çıkarı uğruna hiçbir kötülük yapmaktan çekinmeyen ne pahasına olursa olsun başarıya ulaşmak isteyen pırıl pırıl adamlar ne var ki bunların sonu hiç te parlak olmamıştır.”
Bu söz gerçekten de günümüz politikasını çok iyi özetlemiyor mu?
 
 
Genco Erkal’ın sahnelediği tiyatrosu YouTube aracılığı ile yayında
https://www.youtube.com/watch?v=6y72G0ITiUc&list=WL&index=94
 
Tiyatro hakkında konuştuğu video:
https://www.youtube.com/watch?v=rhQ3eOcHyQ8


http://www.dostlartiyatrosu.com/tiyatro_oyunlar_yalinayak_sokrates.html 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bohemian Rhapsody Film Incelemesi

ANNE FRANK'A MEKTUBUM

gerçeklik uyandırmadan kahven uyandırsın.